DEVAM: 2- Kelime-i Tevhid
أخبرنا
عبد الله بن
محمد بن سلم
قال حدثنا عبد
الرحمن بن
إبراهيم قال
حدثنا الوليد
بن مسلم قال
حدثنا
الأوزاعي قال
حدثني يحيى بن
أبي كثير قال
حدثني هلال بن
أبي ميمونة
قال حدثني
عطاء بن يسار
قال حدثني
رفاعة بن
عرابة الجهني
قال صدرنا مع
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم من مكة
فجعل ناس
يستأذنون
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فجعل
يأذن لهم فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم ما بال
شق الشجرة
التي تلي رسول
الله أبغض
إليكم من الشق
الآخر قال فلم
نر من القوم
إلا باكيا قال
يقول أبو بكر
إن الذي
يستأذنك بعد
هذا لسفيه في
نفسي فقام رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
فحمد الله
وأثنى عليه
وكان إذا حلف
قال والذي
نفسي بيده
أشهد عند الله
ما منكم من
أحد يؤمن
بالله ثم يسدد
إلا سلك به في
الجنة ولقد
وعدني ربي أن
يدخل من أمتي
الجنة سبعين
ألفا بغير
حساب ولا عذاب
وإني لأرجو أن
لا يدخلوها
حتى تتبوؤوا
أنتم ومن صلح
من أزواجكم
وذراريكم
مساكن في الجنة
ثم قال إذا
مضى شطر الليل
أو ثلثاه ينزل
الله تبارك
وتعالى إلى
السماء
الدنيا فيقول
لا أسأل عن
عبادي غيري من
ذا الذي
يسألني فأعطيه
من ذا الذي
يستغفرني
فأغفر له من
ذا الذي
يدعوني
فأستجيب له
حتى ينفجر
الصبح
(:-9-:) Rifaa b. Arabe el-Cüheni anlatıyor: Biz, Mekke'den
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte yola çıktık. bazı kimseler,
ailelerinin yanına dönmek için Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den izin
istemeye başladılar. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de onlara izin vermeye
başladı. Derken Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
"(Bazı kimselere)
ne oluyor ki, ağacın Allah Resulü'nün tarafına gelen yarısı, size diğer
yarısından daha sevimsiz oluyor" buyurdu.
(Ravi) der ki:
(Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu sözü üzerine) topluluktan
herkesin muhakkak ağlamakta olduğunu gördük. Derken Ebu Bekir,
Kendim de dahil:
"Bundan sonra (ailesinin yanına dönmek için) Senden izin isteyen kişi,
muhakkak sefih / beyinsizdir" dedi.
Bunun üzerine Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem ayağa kalkıp Allah'a hamdetti ve O'na övgüde
bulundu ki, bazen yemin ettiği de olurdu:
"Allah katında
şahadet ederim ki- canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, sizden Allah'a
iman edip sonra bu doğrultuda (ölen) bir kimse mutlaka cennet yoluna girer.
Doğrusu Rabbim bana ümmetimden yetmiş bin kişinin hesapsız ve azabsız olarak
cennete sokulacağını vaad etti. Şüphesiz ki ben, sizlerden, eşlerinizden ve
çocuklarınızdan iyi olanlar cennette meskenler edinmedikçe oraya
girmeyeceğinizi ummaktayım" buyurdu.
Daha sonra Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Gecenin yarısı veya üçte birisi geçtiği
zaman Yüce Allah dünya semasına / en yakın semaya inip tan ağarıncaya dek:
«Kullarım, Benden
başkasından birinden bir istekte bulunmasın. Kim benden bir istekte bulunursa
ona (istediği şeyi) veririm. Kim de Benden bağışlanma dilerse onu bağışlarım.
Kim de Bana dua ederse ona icabet ederim» buyurur" dedi.
Bu Hadisin Isnadı
sahihtir. İbn Hibban, Sahlh (212); Ahmed, Müsned (4/16), Nesai, Amelu'l- Yevm
ve'l-Leyle (475), Bezzar (3543) ve Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebır (4559) rivayet
ettiler.